1. Anasayfa
  2. Teknoloji

OLED Nedir ? QLED, QD OLED ve Neo QLED Ekranların arasındaki farklar nelerdir?

OLED Nedir ? QLED, QD OLED ve Neo QLED Ekranların arasındaki farklar nelerdir?
0

İnovasyon genellikle anında gerçekleşen bir atılım olarak düşünülür, ancak çoğu durumda çığır açan gelişmeler aslında yıllar süren çalışmaların sonucudur. OLED Teknoljiside onlardan biridir.
Peki nedir bu OLED

Oled Organic Light-Emitting Diode – Organik Işık Yayan Diyot demektir.

OLED, görüntüyü oluşturan her bir pikselin kendi ışığını yayan organik bir diyot malzemesinden oluşur. Bu, ekranın arka ışık kaynağına ihtiyaç duymadığı anlamına gelir. Piksel, kapatıldığında tamamen siyah olur ve bu da sonsuz bir kontrast oranı sağlar.

OLED ekranlar, organik malzemelerden oluşan bir katmana elektrik yükü uygulayarak ışık üretir ve bu katman da ışık yayar. Bu ışık daha sonra gerekli renkleri üretmek için çeşitli filtrelerden geçirilir.
Ekran açıldığında, milyonlarca ince, esnek ve inanılmaz derecede küçük diyot yanarak benzersiz bir izleme deneyimi yaratır.

OLED’ler son derece küçüktür, tek bir piksel boyutundadır. Bu boyut farklılıkları, her bir alt pikselin ışık çıkışını kontrol edebilmenizi sağlar. Her bir pikselin parlaklığının bağımsız olarak kontrol edilebilmesi ve parlak vurguların doğrudan koyu piksellerin yanında bulunabilmesi sayesinde OLED’ler çok daha iyi bir kontrast sağlar.

OLED aslında yeni bir teknoloji değildir.

OLED İlk olarak 1987’yılında Eastman Kodak firmasında Dr. Ching W. Tang ve Steven Van Slyke tarafından Kodak’ın dijital kameraları için geliştirmesiyle ortaya çıktı.
Ardından Sony, bunu geliştirip ilk OLED televizyonunu 2004 yılında piyasaya sürdü; Diğer firmalarda onu izledi
OLED TV’ler LED ve LCD ekranlardan çok daha üstün bir görüntü kalitesi sunmasına rağmen ömürleri o zamanlar çok kısaydı. Maliyet de bir sorundu; markalar uygun fiyatlı bir OLED TV geliştirmekte çok zorlanıyordu;

İlk gelişritirilen OLED ekranlar her alt piksel için ayrı bir OLED yayıcı kullanıyordu; yani her piksel için bir Kırmızı (R) Yeşil (G) Mavi (B) ışık üretiyordu. Buradaki sorun, her alt piksel için kullanılan organik bileşiklerin farklı hızlarda eskimesiydi; bu nedenle zamanla renkler değişiyor ve soluyordu, bu durum oled yanması olarakta adlandırılır.

Ozamanlar küçük ekranlar için bir sorun teşkil etmeyen bu yöntem Televizyonlar başta olmak üzere tüm ekran modelleri için o zamanlar ideal olmaktan uzaktı. En büyük nedeni oldukça pahalı bir teknolji olması ve çözülemeyen yanma olayı


Günümüzde Yeni modellerde bu risk oldukça azaltılmış olsa da hala tamamen ortadan kalkmamış değildir.


Oled ekranlarda Bu yanma olayınında en büyük nedeni, Uzun süre ekranda sabit kalan logolar veya görüntülerin ekranda kalıcı bir iz bırakabilir.

Ancak bu ekran teknolojisinin sağladıklarınıda günümüzdeki hiç bir ekran bize veremez, Piksellerin anlık olarak açılıp kapanması sayesinde hareketli sahnelerde bulanıklık oluşmaz.
Pikseller, kapatıldığında tamamen siyah olur ve bu da sonsuz bir kontrast oranı sağlar. Arka ışık paneli olmadığı için çok ince ve hatta esnek ekranlar üretilebilir. düşük parlaklık sunarlar

Birçok firma bu işe kaynak ayırarak OLED teknolojisini geliştirmeye devam etti.
2012 yılına geldiğimizde LG, o zamana kadarki en büyük ekran olan ilk 55 inç OLED panel televizyonu piyasaya sürdü. Ancak o zaman bile, bu yeniliğin çığır açan bir Ekran teknolojisi haline geleceğini kimse kestiremiyordu


LG’nin bu Teknolojisi 2011’de duyurulsa da, pazar için seri üretimi 2013’ten itibaren başlamıştır.

LG’ nin geliştridği bu panel Geleneksel RGB (Kırmızı-Yeşil-Mavi) OLED ekranların aksine,
W-OLED teknolojisinde her piksel kendi ışığını beyaz olarak üretir. Renk filtreleri, beyaz ışıktan sadece istenen rengin geçmesine izin verirken, beyaz alt piksel parlaklığı doğrudan artırarak genel görüntü parlaklığına katkıda bulunur.

Bu beyaz alt piksel (W) OLED katmanı, ekran teknolojisine adını verdi WOLED yani Beyaz OLED böyle meydana geldi

Bir WOLED panelinde tipik olarak dört alt piksel bulunur:

Kırmızı (R)

Yeşil (G)

Mavi (B)

Beyaz (W)


Bu beyaz alt pikselin üzerine bir renk filtresi (Color Filter Array) yerleştirilir.

LG’nin kendi ismi adı altında ürettiği tüm OLED Ekranlar aslında WOLED’dir,


Piyasada gördüğünüz çoğu LG, Sony, Philips, Panasonic gibi markaların üst seviye OLED televizyonları
aslında bu teknolojiyi kullanır. LG, günümüzde en büyük OLED panel üreticisi konumundadır.

WOLED Ekran dört alt pikselin tamamında beyaz ışık üretmek için enerji harcadığından renk filtresi bu ışığın çoğunu engelliyordu, Daha parlak beyazlar üretiyor ancak renk saflığını azalttığı gözlemlendi.

Maliyet sorunları nedeniyle markalar uygun fiyatlı OLED ekranlı TV ve Monitörler geliştirmekte çok zorlanıp
Ekran üretiminden çekilmeye başlamışlardır.

2013 yılında Bekledikleri büyümeyi sağlamadığını ve OLED televizyonların “Ticari olarak uygulanabilir”
olmadığından endişelendiklerini söyleyen Sony ve Panasonic OLED ortaklıklarını sonlandırdılar.

2015 yılına geldiğimizde Samsung, “SUHD” (Super Ultra High Definition) adıyla yeni bir panel tipi üretip
piyasaya sürdüğü televizyonlarında kullanmaya başlandı. 2017 yılında bu teknoloji “QLED” olarak yeniden markalaştırıldı.


Bu tarihten sonra Samsung, QLED televizyonlarını ana amiral gemisi TV serisi olarak konumlandırdı.

Temelinde aslında bir LED olan bu panel tipi ekran ile arka ışık arasına Quantum Dot – Kuantum Nokta adı verilen, nano partiküllerden oluşan bir katman eklenmiştir.
Bu kuantum noktalar, mavi arka ışıktan gelen enerjiyi alarak saf kırmızı, yeşil ve mavi ışığa dönüştürür.
Böylece Kuantum noktalar sayesinde çok daha yüksek parlaklık seviyelerine ve canlı renk gamı ulaşılabildi


QLEDOLED ler gibi Organik malzeme kullanmadığı için bu ekran tipinde yanma riski bulunmaz.
Arka aydınlatma kullandığı için gerçek siyahlar elde edilemez.
Siyahlar, OLED’e göre daha gri ve solgun görünür.
Sonsuz kontrast sunamaz.
Işık sızıntıları yaşanır.

QLED, LCD ailesinin bir parçası olsa da eklenen renk paleti sayesinde daha canlı renkler sunar.

2016 yılından 2022 yılına kadar, piyasadaki tüm OLED Ekranlar LG Display tarafından üretilen
beyaz OLED (WOLED) paneller kullandığından, tüketicilerin OLED TV istemeleri durumunda karşılarına tek bir seçenek olarak LG çıkıyordu.

Uzun yıllar OLED teknolojisi LG ve Samsung arasında böyle devam etti, Her iki firmada bu panel tipi için ARGE çalışmalarını sürdürdü.

LG Display, Geçen bu süre zarfında Gen 1, Gen 2, Gen 3, Gen 4 gibi OLED teknolojilerini duyurdu.

2023 yılında META 1.0, 2024 yılında META 2.0 gibi yeni Teknolojiler ile OLED panellerine döteryum ekleyerek %30 daha yüksek parlaklık sağlayan EX Teknolojisi ve LG G3 OLED’de (MLA) Micro Lens Array – (Mikro Lens Dizisi) Teknolojisi ve MLA’dan toplanan büyük veriler sayesinde, panelin iç yansımalardan kaynaklanan en küçük kayıp ışığı bile dışarıya yansıtmasını sağlayan daha optimize edilmiş bir lens katmanına sahip (MLA+) Micro Lens Array Plus (Mikro Lens Dizisi Artı) tanıtıldı.
Bu teknolojiler kaybolan ışığın bir kısmını geri kazanıp, odaklamayı ve böylece genel güç tüketimini artırmadan veya panelleri zorlamadan ışık çıkışında önemli bir artış elde etti.

MLA, ve MLA+ teknolojisi mikrometre boyutundaki dışbükey lenslerden oluşan bir katman aracılığıyla ışık emisyonunu en üst düzeye çıkararak genel tepe parlaklığını önemli ölçüde artırır. Bu lenslerin ölçeği astronomik derecede küçüktür, çünkü tek bir küçük piksel 5.117 lens gerektirir. Bu, yaklaşık 8,3 milyon pikselden oluşan 77 inçlik bir 4K OLED panel için, 42,4 milyar mikro lensin ekrana herhangi bir hata payı olmaksızın eşit olarak dağıtılması gerektiği anlamına gelir.

QD OLED

2023’yılında LG gibi Renk filtrelerine sahip beyaz bir Oled katmanı eklemek yerine, ışık kaynağı olarak mavi bir OLED katmanı kullanmayı deneyen Samsung; mavi ışığı kırmızı ve yeşile dönüştürmek için üzerine ayrı bir katman olarak kendi markaları olan QD OLED Quantum Dot’OLED teknolojisini geliştirdi

QD-OLED, Kuantum Nokta Organik Işık Yayan Diyot’un kısaltmasıdır.

LG’nin WOLED teknolojisinin aksine, Quantum Dot’lar ışık üretmede son derece verimlidir.
İstenmeyen dalga boylarının geçişini engellemek yerine, harici bir kaynaktan gelen ışığı emer ve ardından elektrik yüküne ihtiyaç duymadan farklı bir dalga boyunda görüntüyü yeniden yayarlar.
Quantum Dot’lar, ışığı bir renkten diğerine dönüştürmede çok daha verimlidir, bu nedenle alttaki OLED yayıcı katmanın parlak vurgular üretmek için çok fazla çaba harcamasına gerek kalmaz.

Artık pazar daha da kalabalık ve kafa karıştırıcı oldu bazı üreticiler bazen aynı ürün yelpazesinde olmak üzere
hem QD-OLED hem de WOLED modellerini piyasaya sürüyor.

Neo QLED

Neo QLED, Samsung’un geliştirdiği, LED arka aydınlatma teknolojisinin bir evrimidir.
Geleneksel QLED (Kuantum Nokta LED)’lerin sunduğu avantajları bir adım daha ileriye taşır.
Neo QLED, ile QLED Ekranlar arasındaki en büyük fark,arka aydınlatma için kullanılan LED’lerin boyutudur.
Daha küçük bir alana daha fazla LED’in yerleştirip, ekranın daha net bir şekilde, kontrol edilebilmesini ve daha iyi bir görüntü kalitesine ulaşılabilmesini sağlar
Böylece ekran daha parlak ve canlı görünür.
Neo QLED TV’ler, günümüzde son derece gelişmiş bir görüntü teknolojisi olarak öne çıkmaktadır.
Samsung’un bu yeni teknolojisiyle normal LED’lerden 40 kat daha küçük olan Quantum Mini LED’leri sayesinde
ışık, ekranda daha küçük bölgeler halinde kontrol edilebilir.
Bu, siyah tonlarının daha derin, parlak bölgelerin ise daha göz alıcı olmasını sağlar..
Bu küçük LED’ler, bir televizyonun arka panelinde çok daha fazla sayıda bulunabilir ve bu da daha hassas ve lokal bir ışık kontrolü sağlar.
Her bir mini LED, tek başına veya grup halinde ayarlanabilir, bu da ışık sızmasını minimuma indirir ve daha keskin bir kontrast yaratır.

Neo QLED’in Öne Çıkan Özellikleri:
Quantum Mini LED’ler: Geleneksel LED’lerden çok daha küçük olan bu mini LED’ler sayesinde ışık, ekranda daha küçük bölgeler halinde kontrol edilebilir. Bu, siyah tonlarının daha derin, parlak bölgelerin ise daha göz alıcı olmasını sağlar.

Quantum Matrix Teknolojisi: Bu teknoloji, Quantum Mini LED’lerin hassas bir şekilde kontrol edilmesine olanak tanır. Her bir mini LED, tek başına veya grup halinde ayarlanabilir, bu da ışık sızmasını minimuma indirir ve daha keskin bir kontrast yaratır.

Neo Quantum İşlemci: Yapay zeka destekli bu işlemci, görüntüyü analiz ederek her sahne için en uygun parlaklık, kontrast ve renk ayarlarını yapar. Düşük çözünürlüklü içerikleri bile 4K veya 8K kalitesine yakın hale getirebilir. 100% Renk Hacmi: QLED teknolojisinin temelinde yer alan bu özellik, her parlaklık seviyesinde zengin ve doğru renkler sunar. HDR (Yüksek Dinamik Aralık) içerikleri izlerken canlı ve gerçekçi renkler elde edersiniz.

Anti-Reflection (Yansıma Önleyici) Katman: Bazı Neo QLED modellerinde bulunan bu katman, odadaki ışık kaynaklarından kaynaklanan yansımaları azaltarak parlak ortamlarda bile rahat bir izleme deneyimi sunar.

Özetle
Neo QLED, Samsung’un mini LED teknolojisini kullanarak kontrastı, parlaklığı ve genel görüntü kalitesini önemli ölçüde artırdığı, üst düzey bir televizyon serisidir.
Eğer parlak ve canlı görüntüler, derin siyahlar ve yüksek kontrast arıyorsanız, ayrıca ekran yanması riski olmadan
uzun yıllar kullanabileceğiniz bir televizyon istiyorsanız, Neo QLED iyi bir seçenek olabilir.

WOLED ve QD-OLED panel arasındaki farklar nelerdir?

WOLED ve QD-OLED, her ikisi de OLED teknolojisinin farklı yaklaşımlarını temsil eden ve mükemmel görüntü kalitesi sunan ekran teknolojileridir.
En temel fark, renkleri nasıl ürettikleri ve dolayısıyla hangi şirket tarafından geliştirildikleridir.

1-Temel Çalışma Prensibi


WOLED (White Organic Light Emitting Diode): Bu teknoloji LG Display tarafından geliştirilmiştir.
Adından da anlaşılacağı gibi, her pikselin altında beyaz ışık yayan organik bir katman bulunur.
Bu beyaz ışık daha sonra bir renk filtresinden (tıpkı LCD’lerdeki gibi)
geçerek kırmızı, yeşil, mavi ve ekstra bir beyaz alt pikseli oluşturur.
Bu beyaz alt piksel, özellikle parlaklığı artırmak için kullanılır.

QD-OLED (Quantum Dot – OLED): Bu teknoloji ise Samsung Display tarafından geliştirilmiştir. WOLED’in aksine, ışık kaynağı mavi ışık yayan bir OLED katmanıdır. Bu mavi ışık, önündeki kuantum nokta (Quantum Dot) katmanına çarparak saf kırmızı ve yeşil ışığa dönüştürülür. Mavi ışık ise filtrelenmeden doğrudan geçer. Böylece her piksel, saf mavi, kırmızı ve yeşil renklerden oluşur.

  1. Renk Parlaklığı ve Hacmi
    WOLED: Renk filtresi kullandığı için, ışığın bir kısmı filtreleme sırasında kaybolur.
    Bu durum, renklerin parlaklığını bir miktar düşürebilir.
    Özellikle parlak sahnelerde renklerin doygunluğu, QD-OLED’e kıyasla hafifçe daha düşük olabilir.

QD-OLED: Kuantum noktalar, ışığı dönüştürme konusunda çok daha verimlidir.
Işık, bir filtre yerine doğrudan kuantum noktalarla renge dönüştürüldüğü için,
daha saf ve canlı renkler elde edilir.
Özellikle parlak sahnelerde ve HDR içeriklerde renk hacmi (color volume) çok daha yüksektir.

  1. Siyah Seviyeleri ve Kontrast
    Bu noktada her iki teknoloji de üstün performans gösterir.
    Her ikisi de kendi ışığını yayan piksellere sahip olduğu için,
    piksel kapatıldığında ışık yaymaz.
    Bu da mükemmel, gerçek siyahlar ve sonsuz bir kontrast sağlar.
    Bu özellik, hem WOLED hem de QD-OLED’in LCD tabanlı ekranlardan (QLED dahil) en büyük farkıdır.
  2. Geliştirici ve Pazar Konumu
    WOLED: Yıllardır piyasada olan, kanıtlanmış ve olgun bir teknolojidir.
    LG, Sony, Philips, Panasonic gibi birçok büyük televizyon üreticisi bu panelleri kullanır.
    Büyük boyutlu panellerin üretimi konusunda tecrübelidir.

QD-OLED: Daha yeni ve yenilikçi bir teknolojidir. OLED Teknolojisinde gelinen en son noktadır da diyebiliriz.
Samsung Electronics ve Sony gibi markalar tarafından premium televizyon ve monitörlerde kullanılmaktadır.
Pazar payı henüz WOLED kadar yaygın değildir.

OLED (Organic Light Emitting Diode) Avantajları:

Mükemmel Siyah Seviyeleri ve Kontrast: Kendi ışığını yayan pikseller sayesinde gerçek siyahlar elde edilir.

Hızlı Tepki Süresi: Pikselin anlık olarak açılıp kapanması sayesinde hareketli sahnelerde bulanıklık oluşmaz. İnce ve Esnek Tasarım: Arka ışık paneli olmadığı için çok ince ve hatta esnek ekranlar üretilebilir.

OLED (Organic Light Emitting Diode) Dezavantajları:

Parlaklık Seviyesi: QLED ve QD-OLED’e göre daha düşük parlaklık sunabilir.

Yanma (Burn-in) Riski: Uzun süre sabit kalan logolar veya görüntüler ekranda kalıcı bir iz bırakabilir.
Yeni modellerde bu risk azaltılmış olsa da tamamen ortadan kalkmamıştır.

QLED (Quantum Dot Light Emitting Diode) Avantajları:

Yüksek Parlaklık: Kuantum noktalar sayesinde çok yüksek parlaklık seviyelerine ulaşabilir.

Daha Uzun Ömür ve Yanma Riski Yok: Organik malzeme kullanmadığı için yanma riski bulunmaz.

Canlı Renkler: Geniş renk gamı sayesinde daha doygun ve canlı renkler sunar.

QLED (Quantum Dot Light Emitting Diode) Dezavantajları:

Siyah Seviyeleri: Arka aydınlatma kullandığı için gerçek siyahlar elde edilemez. Siyahlar, OLED’e göre daha gri ve solgun görünebilir.

Kontrast: Sonsuz kontrast sunamaz. Işık sızıntıları yaşanabilir.

QD-OLED (Quantum Dot Organic Light Emitting Diode) Avantajları:

OLED Siyahları ve Kontrastı: OLED’in sonsuz kontrastını ve mükemmel siyahlarını sunar.

Yüksek Parlaklık ve Canlı Renkler: Kuantum noktalar sayesinde geleneksel OLED’lerden daha yüksek parlaklık seviyelerine ve daha saf renklere ulaşır.

Yanma Riski Daha Düşük: Yanma riskini tamamen ortadan kaldırmasa da, geleneksel beyaz OLED’lere göre daha az risk taşır.

QD-OLED (Quantum Dot Organic Light Emitting Diode) Dezavantajları:

Henüz Yeni Bir Teknoloji: Piyasaya yeni sürüldüğü için geleneksel OLED veya QLED’e göre daha pahalıdır.

Tamamen Yanma Riski Yok Değil: Her ne kadar riski azalsa da, statik görüntülerde yanma potansiyeli devam etmektedir.

WOLED (White Organic Light Emitting Diode)

Avantajları Nelerdir?
Üretim Kolaylığı ve Verimlilik: LG Display, beyaz ışık yayan organik katmanları üretmeyi, ayrı ayrı kırmızı, yeşil ve mavi katmanlar üretmeye göre daha verimli hale getirmiştir. Bu, büyük boyutlu panellerin daha düşük maliyetle üretilmesine olanak tanır.

Yüksek Parlaklık: Beyaz alt pikselin eklenmesi, ekranın toplam parlaklığını artırır. Bu, özellikle HDR (Yüksek Dinamik Aralık) içerikler için önemlidir.

Mükemmel Siyah Seviyeleri: Tüm OLED teknolojilerinde olduğu gibi, her pikselin kendi ışığını kapatabilmesi sayesinde gerçek siyahlar ve sonsuz kontrast elde edilir. Bu, görüntülere inanılmaz bir derinlik katar.

Geniş Görüş Açısı: Işığın her pikselden doğrudan yayılması sayesinde, ekrana farklı açılardan bakıldığında bile renk ve parlaklık bozulması yaşanmaz.

Hızlı Tepki Süresi: Piksellerin anlık olarak açılıp kapanabilmesi, hareketli sahnelerde bulanıklık ve gölgelenme sorunlarını tamamen ortadan kaldırır.

Dezavantajları Nelerdir?
Yanma (Burn-in) Riski: Uzun süre ekranda sabit kalan statik görüntüler (kanal logoları, oyun arayüzleri gibi) pikselde kalıcı bir iz bırakabilir. Yeni modellerde bu riski azaltan çeşitli yazılımsal önlemler (piksel kaydırma, logo parlaklık ayarları vb.) bulunsa da, risk tamamen ortadan kalkmamıştır.

Renkte Hafif Kayıp: Renk filtresi kullanıldığı için saf renklerin parlaklığı, doğrudan renk yayan bir teknoloji olan QD-OLED’e göre biraz daha düşük olabilir. Özellikle kırmızı ve mavi renklerde hafif bir “açıklık” görülebilir.

Reaksiyon Göster
  • 0
    alk_
    Alkış
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
  • 0
    sevdim
    Sevdim
  • 0
    _z_c_
    Üzücü
  • 0
    _a_rd_m
    Şaşırdım
  • 0
    k_zd_m
    Kızdım
Paylaş
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir